SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-MEZALİM

<< 1096 >>

باب: قصاص المظلوم إذا وجد مال ظالمه.

18. HAKSIZLIĞA UĞRAYAN KİŞİ HAKSIZ YERE MALINI ALAN KİŞİNİN MALINI BULDUĞUNDA ONUNLA ÖDEŞMESİ

 

وقال ابن سيرين: يقاصه، وقرأ: {وإن عاقبتم فعاقبوا بمثل ما عوقبتم به} /النحل: 126/.

İbn Sirin "kendi malına karşılık olarak onun malını alabilir" demiş ve "Eğer ceza verecekseniz size yapılan işkencenin misliyle ceza verin"[NahI 128] ayetini okumuştur.

 

حدثنا أبو اليمان: أخبرنا شعيب، عن الزهري: حدثني عروة: أن عائشة رضي الله عنها قالت: جاءت هند بنت عتبة بن ربيعة فقالت:

 يا رسول الله، إن أبا سفيان رجل مسيك، فهل علي حرج أن أطعم من الذي له عيالنا؟ فقال: (لا حرج عليك أن تطعميهم بالمعروف).

 

[-2460-] Urve'den rivayet edilmiştir: Aişe r.anha şöyle demiştir: Hind binti Utbe İbn Rebıa geldi ve "Ey Allah'ın Resulül Ebu Süfyan çok cimri bir adam. Onun (haberi olmadan) malından çocuklarımıza yedirmemin bir zararı var mıdır?" diye sordu. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem de "Onlara örf’ün gerektirdiği kadar yedirmenin bir zararı yoktur" buyurdu.

 

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: حدثنا الليث قال: حدثني يزيد، عن أبي الخير، عن عقبة بن عامر قال: قلنا للنبي صلى الله عليه وسلم: إنك تبعثنا، فننزل بقوم لا يقروننا، فما ترى فيه؟ فقال لنا: (إن نزلتم بقوم، فأمر لكم بما ينبغي للضيف فاقبلوا، فإن لم يفعلوا، فخذوا منهم حق الضيف).

 

[-2461-] Ukbe İbn Amir r.a.'den nakledilmiştir: Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e "Siz bazen bizi bir yerlere görevli olarak gönderiyorsunuz ve biz de bir kabileye konaklıyoruz. Ama bizi ağırlamıyorlar. Bu konuda ne buyurursunuz?" dedik.

 

"Bir kabileye konakladığınız zaman sizi misafir ederlerse onların ikramlarını kabul ediniz. Yok eğer böyle yapmazlarsa o zaman misafirin hakkı ne ise onu alınız" buyurdu.

 

Tekrar: 6137

 

AÇIKLAMA:     Malı haksız yere elinden alınan kişi malını alana ait bir mal bulduğunda hakim kararı olmaksızın kendi malı miktarınca ondan alabilir mi? Bu mesele "elde etme" (zafer) meselesi olarak meşhurdur. İbn Sır!n "alır" demiştir.

 

Musannif (Buhari), İbn Sirin'in bu sözüne yer verdikten sonra iki hadis zikretmiştir. Bunlardan birisi Hind binti Utbe ile ilgili Aişe hadisidir. "Nafakalar" bölümünde bu hadis üzerinde ayrıntılı olarak durulacaktır.(5364. hadis)

 

İbn Battal şöyle demiştir: Hind İbn Utbe ile ilgili hadis, hak sahibinin, hakkını tam olarak vermeyen veya hakkının miktarını inkar eden kişinin malından almasının caiz olduğunu göstermektedir.

 

 

Misafir Ağırlamanın Hükmü

 

"Vermekten kaçınırlarsa misafirin hakkı ne ise onu alın": Bu ifadeye göre misafir ağırlamak farzdır ve evine konaklanan kişi, misafirini ağırlamaktan kaçın ırsa misafir hakkını ondan zorla alır.

 

Ebu Leys "mutlak olarak alır" (yani bunun başka hiçbir şartı yoktur) demiştir.

 

Ahmed İbn Hanbel bunu yerleşik olan köylülere değil, göçebe Araplara özel tutmuştur.

 

Fakihlerin çoğunluğu ise "Misafir ağırlamak müekked bir sünnettir" demişler ve konuyla ilgili hadislere yönelik birkaç cevap vermişlerdir:

 

1. Bunu zorda kalanlarla sınırlı görmüşler, sonra da zorda kalan kimsenin bir bedel ödemesinin gerekip gerekmeyeceği konusunda kendi aralarında görüş ayrılığına düşmüşlerdir. Bu konuyla ilgili tartışma Lukata (yitik mal) bölümünün sonlarında geçmiştir.(2435. hadis)

 

2. Bu İslam'ın ilk dönemlerindeydi. O sırada yardımlaşmak farzdı. Fetihler olunca bu hüküm neshedildi. Sahih-i Müslim'de misafir ağırlamak konusunda geçen Ebu Şureyh hadisindeki "misafirin ödülü bir gün bir gecedir" ifadesi bu hükmün neshedildiğini gösterir. Çünkü "ödül" farz değil, bir lutuftur.

 

Ancak bu ikinci cevap zayıftır. Çünkü bu lütufla misafir ağırlamanın kendisi değil, bir gün bir gecenin tamamı kastedilmiş olabilir.

 

3. Bu hüküm, devlet başkanı tarafından İslam şehirlerine zekat toplamak için gönderilen memurlara özel bir hükümdür. Dolayısıyla memurların gönderildiği yöre halkları, üstlendikleri bu görev karşılığında onları ağırlamakla yükümlüdür. Çünkü bu olmaksızın onların bu görevlerini sürdürme imkanları yoktur. Bu konuda Hattabi şöyle der: "Bu o zaman için geçerli bir hükümdü. Çünkü o zamanlarda Müslümanların beytülmalı (devlet hazinesi) yoktu. Bugün ise zekat memurlarının geçimleri beytülmaldan karşılanmaktadır." Hattabi "Yalnızca Necran halkına misafir olmakla ilgili olarak Ebu Yusuf bu görüşü benimsedi" demiştir.

 

 

باب: ما جاء في السقائف.

19. GÖLGELİKLER HAKKINDA GELEN HADİS

 

وجلس النبي صلى الله عليه وسلم وأصحابه في سقيفة بني ساعدة.

Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ashabıyla birlikte Saide oğulları gölgeliğinde oturmuştur.

 

حدثنا يحيى بن سليمان قال: حدثني ابن وهب قال: حدثني مالك. وأخبرني يونس، عن ابن شهاب: أخبرني عبيد الله بن عبد الله بن عتبة: أن ابن عباس أخبره، عن عمر رضي الله عنهم قال: حين توفى الله نبيه صلى الله عليه وسلم، إن الأنصار اجتمعوا في سقيفة بني ساعدة، فقلت لأبي بكر: انطلق بنا، فجئناهم في سقيفة بني ساعدة.

 

[-2462-] Ubeydullah İbn Abdullah İbn Utbe'den rivayet edilmiştir: Abdullah İbn Abbas r.a. ona Ömer r.a. hakkında şunu anlatmıştır: Allah, Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i vefat ettirince ensar Saide oğullarının gölgeliğinde toplandı. Ben Ebu Bekir'e:

"Haydi, biz de gidelim" dedim ve biz de Saide oğullarının gölgeliğine, onların yanına geldik.

 

Tekrar: 3445, 4021, 6829, 6830, 7323

 

AÇIKLAMA:     İmam Buhari, bu hadisi zikrederek, herkese açık yerlerde oturmanın ve ev sahibinin evinin önüne, geçenlere zarar vermiyorsa gölgelik ve çardak yapmasının caiz olduğuna işaret etmiş gibidir.

 

Burada anlatılan olay, Hz. Ebu Bekir'e halife olması için bey’at edilmesi olayının bir özetidir. Hicret ve Hudud (Had Cezaları) bölümlerinde uzunca zikredilecek ve konu ayrıntılı olarak işlenecektir.

 

Bundan maksat, sahabenin r.a. Saide oğullarının gölgeliğinde oturma alışkanlıklarının olduğunu vurgulamaktır.